Pinar Gen
Öfke nasıl kontrol edilir ?
Updated: Feb 17, 2021
...ve öfkenin hayatımızı kontrol etmesini nasıl durdururuz ?

Öfke doğuştan sahip olduğumuz temel olumsuz duygulardan bir tanesidir. Diğer duygular gibi son derece doğal ve evrensel bir duygudur. Hatta iyi ifade edildiğinde yapıcı ve kişiler arası iletişimi düzenleyici bir duygudur.
Çok öfkeli, kızgın hissettiğiniz bir anınızı düşünün, nasıl ifade etmiştiniz bu duygunuzu? Genelde böyle mi ifade edersiniz?
Çoğunuzun zaten bildiği gibi, kızdığımızda, aslında nasıl birisi olduğumuzu iyi yansıtmayan şeyler yapabiliriz. Öfkeli olduğumuzda düşüncelerimizin anlamlı olduğuna inanabiliriz, ancak gerçekte durum, freni patlamış bir kamyon hızında, ne zaman duracağını bilmeyen sarhoş bir insanda olduğu gibi, öfke de olayları sağlıklı yorumlamamızı engeller ve bizi mantığımızdan uzaklaştırır. Öfkelendiğimizde mantıklı düşünme ve karar verme alanı olan korteks büyük oranda devre dışı kalır ve ne yazık ki mantıklı düşünme becerimiz önemli ölçüde kaybolur.
Öfkelendiğimizde beynimiz bedenimize tehlike, olağandışı durum komutu vererek bizi güçlü kimyasalların etkisi altına alır. Amigdala beynimizin duygusal hafıza ve duygusal tepkilerindeki birinci role sahip bölümüdür. Amigdala duygusal zekamızdır. Normal seyrinde duyularımızdan geçen bilgiler, olaylar düşünen beynimize yani korteksimize ulaşır, mantık süzgecinden geçer, analiz edilir ve daha sonra olaylara karşılık veririz.
Buraya kadar herşey yolunda, peki öfke ile aşırı tepkiler verdiğimizde ne oluyor?
Amigdala vücudumuzu kızgın olduğumuz konusunda uyardıktan sonra, böbreküstü bezi harekete geçer. Burada salgılanan Adrenalin de kalp atış hızınızı artırarak, beyne ve kaslara kan akışının da artmasına neden olur. Kas, iskelet sistemi kasılır. Vücudumuz, saldırganlığı daha yüksek bir vitese çıkaran bir kimyasal olan daha fazla testosteron üretmeye başlar. Hareketi mümkün kılan bu durum daha güçlü bir şekilde eyleme geçmemize olanak tanır. Böylece öfke, pişman olduğumuz şeyleri söylememize ve muhtemelen yapmamıza neden olur. Bizi en ilkel kısmımızdan konuşmaya iter. Bu Amigdala’nın zaralı bir bölüm olduğu algısı oluşturmasın. Düşünün ki duygusal zekamız olmasaydı nasıl bir duygusal yetersizlik, körlük yaşardık. Normal olmayan, ani duygusal tepkimeler; düşünen beyin kortekse gitmesi gereken bilginin, normal akışın dışına çıkarak, hızla, dolaysız olarak Amigdala’ya gitmesi sonucu oluşur. Yani olaylara duygusal zihnimizden yanıt veririz. İnsanlar durumlara öfkeyle tepki verdiklerinde, genellikle hikayede daha fazlası vardır. Öfkelerinin ardında incinme korkusu, haksızlığa uğrama ve kendini ifade edememe korkusu olabilir. Burada öfke çok anlaşılabilir ve uygun bir duygudur. Öfke duygu olarak yanlış değildir; ancak öfkeyi olumsuz şekillerde ifade ettiğimizde zararlı olabilir.
Öfkeyi kontrol etmek, onu bastırmak, inkâr etmek veya görmezden gelmek anlamına gelmez. Bunlar öfkenin aslında hiç istemediğimiz biçimde ortaya çıkması sorununuzu çözmez. Yok saydığınız, içinize attığınız duygularınız bedeninizde bir rahatsızlık olarak kendini gösterecektir. Ruhsal acılarınız bedeninizde vuku bulurlar!
Bu sebeple öfkeyi iyi bir yolla, uygun zamanda ifade etmeyi öğrenmek önemlidir.
TERAPİDE ÖFKE KONTROLÜ
Üniversite’de kariyer ve özel yaşamlarının ilk yıllarında olan öğrencilerle, yüz yüze yaptığımız kişisel gelişim ve iletişim derslerinde, aslında bu tip derslerin, kendilerini uygun dille ifade edebilmeleri açısından ne kadar değerli olduğunu, onlara farkındalık kazandırdığını daha iyi anlamıştım. İletişim becerileri geliştirmek özel/sosyal hayat ve profesyonel hayatta paha biçilmezdir.
Kişinin duygularının farkına varması, bunu sen dili yerine ben dili ile ifade etmesi kendisi ve başkaları ile olumlu iletişim kurmasına yardımcı olur. ‘
Sen dili ‘Sen bana bunu yaptın/söyledin, beni çok öfkelendiriyorsun’
Ben dili ‘Böyle olduğunda, ... hissediyorum’
Karşıdaki kişiyi savunmaya geçiren sen dili yerine ben dilini tercih etmek..
Terapide öfkeyi tetikleyen temele ulaşmaya çalışarak, temel ipuçlarının danışan açısından anlamına bakıyoruz. Daha sonra öfke patlamasını ele alıp, dürtüsel (otomatik) tepkileri kontrol etme ve dikkat ve akıl yürütmeyi kullanarak düşünülmüş tepkiler üretme becerisi kazandıracak bilişsel çalışmalara yoğunlaşıyoruz.
Sonuç olarak bizi öfkelendirecek çeşitli olaylar yaşadığımızda kendimizi uygun şekilde ifade etmeyi hedefliyoruz. Böylece günün sonunda ne aşırı tepkiler verdiğimiz için pişman oluyoruz, ne de içimizi kemiren duyguyla baş başa kalıyoruz!